portrait

Melike Ozturk

Turkey

Translate From: English (EN)

Translate To: Turkish (TR)

757

Words Translated

0

Terms Translated

Melike’s Selected Translation Work

Terms and text shown below represent Melike’s contributions to TermWiki.com, a free terminology website and knowledge resource for the translation community.

English (EN)decanting

The process of slowly inviting air into a decanter while separating sediment from the wine. Especially important for older wine.

Turkish (TR)şarabın sürahiye süzülerek tortularından arındırma işlemi

İçmeye başlamadan önce tortuyu şaraptan ayırma işlemi. Şarabı yavaşça ve dikkatlice şişesinden bir kaba dökerek yapılır.

Beverages; Wine

English (EN)ethnoscience

The field of anthropology that tries to learn about how people in different cultures categorize things in their environment. The focus is on emic categories. This data provides important insights into the interests, concerns, and values of cultures.

Turkish (TR)etnobilim

Antropolojinin farklı kültürlerdeki insanların çevrelerindeki şeyleri nasıl sınıflandırdıklarını öğrenmeye çalışan alanı. Etik kategorileri odak alanıdır. Bu bilgi, ilgilerin, kaygıların ve kültür değerlerinin iç yüzünün anlaşılmasını ...

Anthropology; Cultural anthropology

English (EN)shear

The variation (usually the directional derivative) of a vector field along a given direction in space. The most frequent context for this concept is wind shear.

Turkish (TR)Şir

uzayda verilen yönergeler boyunca vektör alanın değişmesi(genelde yönlü türev). Bu kavram için en uygun bağlam rüzgar değişimidir.

Weather; Meteorology

English (EN)baby boom

A baby boom is any period marked by a greatly increased birth rate.

Turkish (TR)bebek patlaması

Bebek patlaması doğum oranında büyük artışların damgasını vurduğu dönemdir.

Culture; Social media

English (EN)councilman

Member of a council, esp. of a town or city.

Turkish (TR)meclis üyesi

Özellikle bir şehrin veya kentin meclis üyesi.

Culture; People

English (EN)regimes of truth

Configurations of knowledge that “count as truth” under determinate historical conditions.

Turkish (TR)gerçeklik rejimi

belli tarihi koşullar altında 'doğru sayılan' bilginin düzenlenmesi.

Literature; General

English (EN)direct-to-home (DTH)

Households receive satellite transmission directly without the intermediary of cable transmission.

Turkish (TR)doğrudan eve yayın

ev sahipleri iletim kablolarının aracılığı olmadan direkt uydu iletişimini alırlar.

Advertising; Television advertising

English (EN)there's no accounting for taste

A saying used to say how difficult it is to understand why sb likes sb/sth that you do not like at all.

Turkish (TR)zevkler ve renkler tartışılmaz

Birinin sizin sevmediğiniz bir şeyi neden sevdiğini anlamanın ne kadar zor olduğunu göstermek için söylenen özlü söz.

Culture; People

English (EN)wash

A thin layer of diluted pigment used to increase the appearance of a shadow.

Turkish (TR)ince boya tabakası

Gölgenin görünümünü arttırmak için kullanılan sulu boyanın ince bir tabakası.

Art history; Visual arts

English (EN)value

The relative darkness or lightness of a color. White represents the highest value, black the lowest, and greys all possible values in between. Every hue has an inherent value (e.g. The primary blue is of lower value than the primary yellow), though they may ...

Turkish (TR)değer

Bir rengin göreceli karanlığı ya da aydınlığı. Beyaz en yüksek değeri, siyah en düşüğü, gri ise aradaki mümkün bütün değerleri temsil eder. Beyazın, siyahın ya da grinin eklenmesiyle aydınlatılabilir ve karartılabilir olmalarına rağmen, her rengin kendine öz ...

Art history; Visual arts